Merkezi Maltepe’de bulunan İstanbul – RusKom (İstanbul, Rusya ve Komşu Ülkeler Girişimciler Derneği) çatısı altında keçe çalışmalarını yürüten kültür bakanlığı sanatçısı Arzu Karagöz’den keçe sanatı ve incelikleri hakkında bilgiler aldık.
Arzu hanım sizi kısaca tanımak isteriz?
Tabii ki, 30 yıldır sanatın birçok dalında çalışmalarım oldu. Açık Öğretim Fakültesi Kültürel Miras ve Turizm Bölümü mezunuyum. Keçe sanatıyla tanışmam, 2008 yılında Maltepe Halk Eğitim Merkezinde resim öğretmenliği yaptığım dönemde oldu. Almanya’dan gelen ve tesadüfî olarak karşıma çıkan keçe kolyeyi gördüğümde çok beğenerek bu işi nasıl öğrenirim diye araştırmaya başladım ve Mehmet Girgiç hocamla tanıştım, atölyesinde eğitim aldım. Aynı zamanda Caferağa Medresesi, Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitiüsü, Anelsander (Anadolu El Sanatlarını Yaşatma Geliştirme Derneği)’ üyesiyim ve Kültür Bakanlığı Sanatçısı olarak çalışmalarımı sürdürüyorum.
Nasıl bir sanattır Keçe?
Keçe Türk el sanatlarının en eski tekniklerinden ve kaybolmaya yüz tutmuş sanatlar kategorisinde yer alıyor. Keçe’nin ilk çıkış tarihi tam olarak bilinmiyor. Keçenin kullanımına ait en eski yazılı belge Homeros’un İlayda adlı eserinde yer alıyor. 11. Yüzyılda batıya göç eden Türkler tarafından Anadolu’ya getirilmiş en eski tekstil yüzeyli el sanatı olarak kabul gören keçe, Orta Asya’dan beri Türkler tarafından bilinen bir uygulama. Osmanlı döneminde Afyon, Diyarbakır, Uşak, Isparta, Urfa, Bursa gibi şehirlerde keçe üretimi gerçekleştirilmiş. Keçe sözlük anlamı olarak: Yapağı veya keçi kılının dokunmadan sadece dövülerek elde edilen kaba kumaş anlamına geliyor. Tiftik keçisi, koyun, tavşan, deve gibi hayvan yünlerinin; su, sabun, ısı ve basınç kullanılarak liflerinin birbirine kaynaşmasıyla elde ediliyor.
Bildiğimiz kadarıyla uluslararası eğitimler ve sergilerde düzenlemişsiniz?
Evet, Keçe sanatının Türk kültürü içindeki yeri ve öneminin belirtilmesi, uluslararası mecralarda sanatseverlere buluşmasını sağlamak ve Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla Kosava, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Macaristan gibi ülkelerde keçe sanatı eğitimleri verdim, sergiler açtım ve festivallere katıldım.
Çalışmalarınızı nere de yapıyorsunuz?
Son bir yıldır merkezi Maltepe’de bulunan İstanbul – RusKom’da (İstanbul, Rusya ve Komşu Ülkeler Girişimciler Derneği) yapıyoruz. Bu çok değerli sanatı günümüze ve gelece taşımak için İstanbul – RusKom çatısı altında yaşatmaya devam ediyoruz. Bizler için kapılarını açan Dernek Başkanı Hüseyin Kılınç’a katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.
Hangi tarz ürünler çalışıyorsunuz?
Önceliğimiz gelenekselden kopmadan modern, günümüze uygun ve kullanılabilir ürünlerden yana oluyor. Daha çok hanımlarla çalıştığımız için onların istekleri doğrultusunda kıyafet, ceket, yelek, kaban, manto, şapka, çizme, çanta gibi aksesuarlar ve ev dekorasyon ürünleri yapıyoruz.
Keçe sağlık açısından da oldukça faydalı bir ürün bu konuda neler söylersiniz?
Keçe denince ilk akla gelen genelde sıcak tutmasıdır. Hâlbuki keçe sıcak tutmasının yanında yaz aylarında serin de tutan termos özelliğine sahip bir ürün. En önemlisi ise, radyasyonu ve negatif enerjiyi emiyor. Üstelik tamamen doğal ve organik bir malzeme ve vücuttaki ağrıları geçiriyor. Bir başka ilginç özelliği de, keçenin üzerine sürüngen hayvanlar gelemiyor. Çobanlar akrep, yılan, çıyan gibi hayvanlardan korunmak için keçeden yapılmış kepenekleri giyiyorlar. Ayrıca Anadolu’da sürüngenleri uzak tutmak için ev eşiklerine keçeler konduğunu biliyoruz.
Ürünlerinizi almak isteyenler size nasıl ulaşabilirler?
Ben her gün İstanbul – RusKom’dayım. Burada düzenli olarak çalışıyor ve ürün yelpazemizi genişletiyoruz. Kısa bir süre sonra internet üzerinden herkesin rahatlıkla ulaşabileceği bir alışveriş sitemizde hazırlanıyor. Aynı zamanda İstanbul – RusKom bünyesinde fiziksel bir galeri de oluşturtacağız.
Arzu hanım son olarak neler söylemek istersiniz?
Keçe sanatı ve ürünlerininin ülkemizde daha çok kullanılır olabilmesi ve gündelik hayatımıza taşıyabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Keçe çok sağlıklı ve tamamen organik bir madde olduğu için, ayağımıza giydiğimiz ayakkabıdan, başımızı koyduğumuz yastığa kadar sağlıkla ve mutlulukla kullanabileceğimiz üretimler gerçekleştirerek herkesin bundan faydalanmasını istiyoruz.
0 YORUM